Masal: Aleyna & Ejderha

Bir zamanlar, Anadolu'nun geniş steplerinde, obalar kurulmuş, göçebe Türkler yaşardı. Bu obalardan birinde, zeki ve güzel Aleyna adında bir kız vardı. Aleyna, obanın en iyi satranç oyuncusuydu ve boş zamanlarında taşları ustaca oynatırdı. 

Bir gün, obanın yakınlarındaki dağlardan birinde, kocaman bir ejderha ortaya çıktı. Bu ejderha, obanın hayvanlarını çalıyor, insanları korkutuyordu. Oba halkı ne yapacağını bilemezken, Aleyna bir çözüm bulabileceğini düşündü. Ejderhanın zekasını ve gücünü test etmek istedi.

Aleyna, cesaretini toplayarak ejderhanın yaşadığı mağaraya gitti. Ejderha, Aleyna'yı görünce şaşırdı ve onunla konuşmaya başladı. "Neden buraya geldin, küçük kız?" diye sordu ejderha. Aleyna, "Obamızı rahatsız etmekten vazgeçmen için seninle satranç oynamak istiyorum," dedi.

Ejderha, Aleyna'nın zekasını test etmek için kabul etti ve devasa bir satranç tahtası oluşturdu. Oyun başladığında, Aleyna'nın stratejisi ejderhayı şaşırttı. Her hamlesiyle ejderhanın planlarını bozuyor, taşlarını ustaca kullanıyordu. Oyunun sonunda, Aleyna ejderhayı mat etti.

Ejderha, Aleyna'nın zekasına hayran kalmıştı ve ona bir teklif sundu: "Senin zekan beni etkiledi. Eğer bana bir daha satranç oynarsan ve kazanırsan, obanızı rahat bırakacağım. Ama kaybedersen, obanız benim olacak."

Aleyna, bu teklifi kabul etti ve ikinci oyun başladı. Bu sefer ejderha daha dikkatliydi, ama Aleyna'nın zekası onu bir kez daha yendi. Ejderha, sözünü tuttu ve obayı rahat bıraktı, hatta onları korumaya başladı. 

Bundan sonra, Aleyna obasında büyük bir saygı gördü ve ejderha, obanın koruyucusu oldu. Aleyna'nın satranç oyunu ve ejderhanın sınavı, nesiller boyu anlatılan bir masal olarak kaldı, zekanın ve cesaretin önemini vurgulayarak.